Hamas ile Suriye rejimi arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesi
Eki 18, 2022 1611

Hamas ile Suriye rejimi arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesi

Font Size

Hamas ile Suriye rejimi arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesi


Hamas ile rejim arasındaki ilişkiler, 2011 baharında patlak veren Suriye devrimi konusunda Hamas’ın tavrı ya da diğer bir ifadeyle “tavırsızlığı” nedeniyle koptu. Hamas o dönemde rejim yanlısı bir tavır takınmayı reddetmişti. Rejim ve Şam’da ikamet eden diğer Filistinli örgütler bunu beklemiyordu. Ancak Hamas, Suriye devrimini destekleyen net bir duruş da sergilemedi. 

İki taraf arasındaki İran arabuluculuğunun belirleyici bir noktaya geldiği, ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik düzenlemelerin İran tarafından desteklendiği ve Hizbullah tarafından uygulandığı açık bir şekilde görülüyor. 

İran, Hamas ile rejim arasındaki normalleşmenin vaftiz babası konumunda. İran, şu anda bu normalleşmenin ana ve belki de tek kazananı olarak kabul edilebilir. İran, müttefiklerini tek bir kampta toplamak istiyor. İran’ın olaylara ilişkin söylemi, bir tutarlılığa sahip olup sadece müttefikleri olan Suriye ve Hamas’ın birbirinden uzak olması bunu çarpıtabiliyor. Bu iki müttefik arasındaki sürtüşme, İran’ın özelde rejimi pazarlama ve genelde ise halk düzeyindeki söylemini haklı çıkarma gücünü de zayıflatıyor.

Hareketin rejimle normalleşmeyi ve ilişkilerin yeniden tesisini özür dilercesine kabul etmesinin, İran’ın talebine doğrudan bir cevap olduğu söylenebilir.  

Rejimin Hamas ile ilişkileri yeniden tesis etmesindeki temel güdü, Hamas’ın İran baskılarına boyun eğme güdüsüyle aynı. İran, Hamas’ın ana destekçisi olduğu gibi, Rejimin de ana destekçisi konumunda.

Yerel, bölgesel ve uluslararası veriler gözden geçirildiğinde Hamas’ın rejime yönelmesinin, yön ve zamanlama açısından siyasi tarihindeki en kötü tavır olduğu ve herhangi bir baskı veya menfaatin bunu haklı çıkaramayacağı sonucuna varılabilir. Bu karar, ahlaki, değer ve politik açıdan en maliyetli karardır. Hamas bugün ve gelecekte bu bedeli ödeyecektir. Çünkü kendi tarihinde ve Filistin davasının tarihinde bir leke olarak kalacaktır.