Suriye’deki deprem felaketinden sonra BM’nin muhtemel icraatları
Şub 12, 2023 974

Suriye’deki deprem felaketinden sonra BM’nin muhtemel icraatları

Font Size


Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suriye’de deprem sonrası ortaya çıkan durumu yakından değerlendirmek üzere İnsani İşler ve Acil Yardımdan Sorumlu Müsteşarı Martin Griffiths'i bölgeye göndermeye karar verdi.

Bu karar, Suriye’nin kuzeybatısında meydana gelen yıkıcı deprem felaketinden ve muhalefetin kontrolündeki bölgelerin afet bölgesi ilan edilmesinden 3 gün sonra alındı. Yerel kuruluşlar ve ekipler, bu zor günlerde hiçbir uluslararası müdahale olmadan çalışmalarına devam etti. Hatta planlanan BM yardımları felaketin ilk günlerinde durduruldu. 

Genel Sekreter’in Birleşmiş Milletler İnsani İşler Müsteşarı’nı bölgeye gönderme kararının ardından Güvenlik Konseyi’nde insani yardım dosyasından sorumlu İsviçre ve Brezilya, 10 Şubat 2023 Cuma günü ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda müsteşarın dönüşünden sonra onu dinlemek, raporunu ve insani duruma ilişkin değerlendirmelerini almak ve buna göre Suriye halkına yardım etmek için uygun tedbirleri almak için Güvenlik Konseyi’nin en yakın zamanda toplanmasını talep ettiler.

İsviçre temsilcisi, Güvenlik Konseyi’nin sınırda bir veya iki kapı daha açma kararı almak için çalışıp çalışmayacağına ilişkin bir soruyu şu şekilde yanıtladı: “Gerektiğinde Konsey’in daha fazla önlem almasına yönelik anlaşmayı kolaylaştırmaya hazırız. Yalnızca afetten etkilenen nüfusun insani ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu bize rehberlik edecek.”

Güvenlik Konseyi’nin önümüzdeki hafta gerçekleşmesi beklenen oturumunda BM yardımlarının sınırlardan geçiş mekanizmasına ilişkin önlemler alması bekleniyor. Çünkü mevcut insani krizin etkilerinin birkaç yıl boyunca devam etmesi kuvvetle muhtemel. Güvenlik Konseyi’nde görüşülecek olan bu tedbirler birkaç senaryoya dönüşebilir. En önemli senaryoları şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Babü’l-heva (Cilvegözü) kapısına ek olarak Babüsselam sınır kapısının açılması

Teorik olarak bu prosedür, Güvenlik Konseyi’nde kabul edilebilecek en muhtemel adım olabilir. Çünkü Babüsselam sınır kapısı Gaziantep Havalimanı’na gönderilen bazı uluslararası yardım sevkiyatlarının girişi için açılmıştı. Ayrıca bu kapı, bütün gerekli tesisler ve teknik ihtiyaçlarla donatılmış uluslararası bir kapı olup Suriye’nin kuzeybatısında depremden etkilenen bölgelere nispeten yakın konumda.

Felaketin ve yansımalarının genişlemesiyle, Rusya’nın, çeşitli şartlarla bunu kabul etmesi bekleniyor. Rusya, sınır kapısında 2165 (2014) sayılı kararda yer alan insani yardımın takibine yönelik mekanizmanın uygulanması veya kapının Temmuz 2023’ün sonuna kadar geçici olarak açılması gibi şartları öne sürebilir.

Suriye-Türkiye sınırında yer alan Babü’l-heva ve Babüsselam sınır kapıları, Ürdün sınırındaki Remsa ve Irak sınırındaki Yarubiye kapılarının 2165 (2014) sayılı karar uyarınca kapatılmasının ardından 2504 (2020) sayılı karar gereği açılmıştı.

  1. Babü’l-heva (Cilvegözü) kapısına ek olarak birden fazla sınır kapısının açılması

Yıkıcı depremin ciddi oranda etkilediği muhalif bölgeler, depremden önce sürekli insani krizler yaşıyordu. Bu bölgelerdeki kriz depremden sonra derinleşti ve bölgeler afet bölgelerine dönüştü. Bu da sivilleri kurtarmak ve onlara yardım sağlamak için BM ve uluslararası yardımların birkaç ana noktadan gireceği karadan insani geçişlerin açılmasını gerektirir. Güvenlik Konseyi bu yüzden Babü’l-heva ve Babüsselam’a ek olarak Rai ve Cerablus kapılarını da geçişe açabilir.   

Rusya, Konsey’in bu ihtimali gündeme alması durumunda daha fazla karşı çıkabilir. Ayrıca rejimin kontrolü altındaki bölgelerin de depremden etkilendiğini göz önüne alarak Suriye rejimine yardım akışı için Suriye-Ürdün sınırındaki Remsa kapısının açılmasını şart koşabilir. Ayrıca yardımların hatlar boyunca girişini de talep edebilir. Rusya, orada şart koşabileceği koşulların aynısını talep ederek bu uygulamaya eskisinden daha meyilli olabilir.

  1. İstisnaî tedbirlere ulaşmamak

Rusya’yı tatmin eden ve ona istisnaî önlemleri kabul ettiren herhangi bir anlaşmaya varılmazsa, BM yardımlarının giriş mekanizması 2672 (2023) sayılı kararda belirtilen mevcut durum üzere aynı kalabilir.

Rusya, büyük ihtimalle yardımların hatlardan girilmesi ilkesini savunacak ve kontrol ettiği bölgelerde depremden etkilenen şehirlerden sorumlu rejime yönelik yardımların artırılmasını talep edecektir. Ayrıca Rusya, rejimin kontrolündeki bölgelerde Kızılay’ın, hatlar aracılığıyla yardım ulaştırmaya hazır olduğu açıklamasını savunacaktır. 

  1. Uluslararası yardım girişini sınırlar üzerinden koşulsuz olarak genişletmek

Suriye’ye insani yardım girişine ilişkin Güvenlik Konseyi’nin 2139 (2014) sayılı kararı, Birleşmiş Milletler tarihinde önemli bir emsal teşkil ediyor. Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Ban Ki-moon, oylama oturumunda şu açıklamayı yapmıştı: “Bu kararın alınması gerekli değildi. İnsani yardım, müzakere konusu değildir. Uluslararası hukukun izin verdiği bir şey.”

Çok sayıda uluslararası hukukçu, 2139 sayılı kararın hukuka aykırı olduğunu vurgulamış, kaldırılması çağrısında bulunmuştu. Uzmanlara göre Güvenlik Konseyi’nin sınır ötesi insani yardım operasyonlarını yürütmesinin önünde hiçbir yasal engel yoktu ve insani yardımı engellemek uluslararası bir suçtu.

2139 sayılı kararın kabul edilmesinin arkasındaki temel sebep, rejimin yardımları keyfi olarak engellemesi nedeniyle BM kuvvetlerinin kuşatma altındaki bölgelere insani yardım ulaştırabilmesiydi. Ancak karar daha sonra Rusya’nın baskısıyla amacından saparak 2011’de Güvenlik Konseyi toplantılarında müzakere konusu haline geldi.

Güvenlik Konseyi’nin bu kararı olması pek mümkün görünmüyor. Çünkü Rusya bu kararı veto edecek. Veto hakkına sahip diğer ülkelerin, Rusya ile bu siyasi gerginliğe girebileceklerine dair herhangi bir emare de görünmüyor. Ancak hem Suriye muhalefeti hem de yerel ve uluslararası insani yardım kuruluşları bunu talep etmelidir. Ayrıca gerekirse bu konunun, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na sevk edilmesi veya meşruiyetine bakılması için acil bir şekilde uluslararası bir tahkim kurulu tarafından değerlendirilmesi talep edilmelidir.