Arap Birliği'nin Suriye Rejimi ile ilgili iki kararının arasındaki farklar
Haz 05, 2023 1060

Arap Birliği'nin Suriye Rejimi ile ilgili iki kararının arasındaki farklar

Font Size


Mısır başkanlığındaki Arap Birliği Konseyi, 7 Mayıs 2023'teki olağanüstü oturumunda, Suriye Rejimi heyetlerinin Birliğin toplantılarına yeniden katılmasını öngören 8914 sayılı kararı kabul etti. Birlik 19 Mayıs’taki 32. Dönem toplantısında kararın değiştirilmiş şeklini yayınladı.    

İki karar arasında, silme ve ekleme gibi açık farklar var. Örneğin Rejimin istişare toplantılarının sonuçlarını uygulamak için Arap ülkeleriyle işbirliğine hazır olduğunu ve Amman toplantısında üzerinde uzlaşılan taahhüt ve mutabakatların uygulanması gerektiğini belirten paragraf kaldırıldı. Aynı şekilde kapsamlı siyasi çözüm yolunda ilerlemeye yönelik herhangi bir atıf yapılmadı. Diğer yandan Anayasa Komitesinin çalışması yalnızca ulusal uzlaşmanın sağlanması bağlamına indirgendi ve Güvenlik Konseyi'nde öngörülen mevcut anayasayı değiştirme veya yeni bir anayasa yapma yetkisine değinilmedi.    

Ayrıca Rejimin Cidde ve Amman istişare toplantılarının çıktılarını uygulamak için Arap ülkeleriyle işbirliğine hazır olduğuna dair bakanlar toplantısı kararında belirtilenler silindi. Arap ülkelerinin rolünü aktif hale getirmek için gerekli mekanizmaların kabul edilmesi de dahil olmak üzere üzerinde uzlaşılan taahhüt ve mutabakatların uygulanmasına da değinilmedi.    

Öte yandan Birliğin zirve düzeyindeki kararında, bakanlar düzeyindeki kararında yer almayan eklemeler yer aldı. Örneğin Suriye'de yabancı ülkelerin müdahaleleri ve her türlü yasadışı askeri varlığın reddedilmesi, mültecilerin güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönmelerine hazırlık olarak mülteci krizine çözüm planı ortaya koymak gibi ifadeler yer aldı. Bu cümlede gönüllü geri dönüşten söz edilmedi.    

Gerek yeni eklenen gerekse silinen ifadelerin, özellikle de yasadışı yabancı güçlerin ülkeden gitmesi ve dolayısıyla İran ve Rusya askeri varlığının kapsam dışında bırakılması ve Ürdün başta olmak üzere birçok Arap ülkesinin ulusal güvenliklerine yönelik bir tehdit olarak gördüğü milis tehdidine değinilmemesi, Rejim ve İran'ın söylemiyle tamamen örtüştüğü görülüyor.    

Arap Birliğinin zirve düzeyinde aldığı karara göre Rejim artık Arap ülkeleriyle işbirliği yapmak veya Arapların çözüme yönelik rolünü belirginleştirecek herhangi bir eylem planını uygulamak zorunda değil. Bu talep Amman ve Cidde istişare toplantılarından sonra yapılan açıklamaların çıktıları arasındaydı.    

Böylece Arap Birliği, başta İran olmak üzere Rejim müttefiklerinin Suriye'de beklenen Arap rolünün yapısına ilişkin vizyonuna cevap verdi. Bu yanıt, bölgesel baskıların veya Tahran ile Riyad arasındaki anlaşmanın arka planına ilişkin pazarlıkların sonucu olabilir. Ancak bu karar Arap ülkelerinin çıkarlarına ve korkularına, hatta ülkede siyasi bir çözüme hizmet eden herhangi bir adımı garanti etmeden Rejime bazı kazanımlar sağlıyor.    

Son olarak uyuşturucuyla mücadele ve mültecileri ülkelerine geri gönderme hedefleriyle sınırlı olan 2254 sayılı Güvenlik Konseyi kararı ile uyumlu olarak adıma karşılık adım yöntemi, Arap Birliğinin iki kararını bir arada tutan en önemli şey olabilir. Ancak Rejim açıkça öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesini ve terörle mücadeleyi şart koştu. Ayrıca 2021'de yaptığı cumhurbaşkanlığı seçimleriyle kendisinin 2254 sayılı karara bağlı kaldığını düşünüyor. Ayrıca ulusal uzlaşma sağlama bağlamında Anayasa Komitesinin çalışmalarını azaltarak 2012 anayasasını canlandırmaya çalışan Arap ülkelerinin rolünü ortadan kaldırmak istiyor.